22.12.06

Siyahilerin duvarları.

21.12.06

Siyahilerin yolları.

Kar topluyor. Gün daha siyahken çıkıyoruz yola. Yollarda insanlarla yürüyoruz. Bir tepenin arkasından, bir dağbaşından, yukarılardan aşağılara. Siyahi yoldadır. Yol olandır. Siyahiler Enderi Dede'yi bilir. Eski zamanlardan gelir.

Kar topluyor. Gün tekrar siyahlaşınca dönüyoruz tekrar dağbaşlarımıza. Gidiyor, çarkları döndürüyor, makineleri yağlıyor, sistemi işletiyor, kundakları çalıştırıyor, ışıkları açıyor kapatıyor, gün tekrar siyahlaşınca dönüyoruz.

Kar topluyor.

Siyahi dışarda kalandır!

Siyahiler zaman akarken, mekan dolarken dışarda kalandır. Dışardadır. Siyahi, kendi renginin farkındadır. Onca bilgi bombardımanında, kurduklarıyla, varlıklarıyla dışarda kalandır. Düğümün farkındadır. Oysa belki de düğümü oluşturandır. Durduğuyla belki. Durduklarıyladır.

20.12.06

Kan kardeşliği.

Siyahiler.

İstanbul grisi.

Siyahiler'in teni değil derdi siyahidir. İçi siyahidir. Tendeki baskı belki, azınlıktan çoğunluğa geçilen coğrafyalarda azalabilir, ama bedendeki, ama içteki baskı, kendiyleyken Siyahi, asla geçmez.

Siyahi bunu bilir, bu bilgiyle başetmesini de her defasında yeniden öğrenebilir.

19.12.06

Siyahiler kimlerdir?

Kronotop kavramı. (Chronotope) Zamansal ve mekansal algı.

Siyahiler, sesin ve rengin ötesinde dururlar. İçleri siyahtır. Kimin sürgün, kimin göçmen, kimin yurttaş olduğu tartışıladururken, Siyahiler göç yollarının izini sürürler. Siyahiler, ten ile yoğrulmamış, kolay ve hazır ve görünen ve bir o kadar da haklılık kazanan, ezilenlerin pedagoşisiyle sıvanan sürgünlükte değillerdir. Belki de o yüzden, Siyahilerin sancısı daha büyük, acısı daha gerçek, sesi daha çok içe doğrudur. Siyahi, susar, yürür, kendinden başka yurdu yoktur.